Tıp kurumunun şüphesiz en temel ve en önemli unsurlarından birisi olan cerrahlar, en eski meslek grupları arasında kabul edilmektedir. Tarihsel olarak bakıldığında farklı iş sektörleri ile bir arada değerlendirilen cerrahlık, 18. yüzyılda yaşanan teknolojik ve bilimsel yenilikler sayesinde bugünkü konumuna ulaşmıştır. Ancak geleneksel olarak erkek egemen bir kültürün hâkim olduğu cerrahlık mesleğinde kadınlar çoğunlukla göz ardı edilmektedir. Sosyolojik olarak bakıldığında ise cerrah denilince ilk akla gelen iri yarı olan, güçlü kuvvetli, kendinden emin ve maharetli bir erkek imgesi canlanmaktadır. Özellikle eril kültürün yaygın olduğu cerrahi branşlar çoğunlukla erkeksi bir kariyer olarak algılanmakta ve kadın cerrahlar önemli mesleki sorunlar ile karşı karşıya kalmaktadır. İlk olarak cinsiyetçi yaklaşımlar doğrultusunda mesleki olarak cinsiyet ayrımcılığına ve çeşitli ayrımcılıklara maruz kaldıkları bilinmektedir. Özellikle cerrahide var olma çabası içinde mücadele eden kadın cerrahlar, kariyerlerinde psikolojik veyahut fiziksel şiddet, tehdit, ve tacizlere maruz kalmaktadırlar. Ayrıca ast ve üst ilişkileri kapsamında hakaret, alay, aşağılanma, acımasızca ve aşırı eleştiri gibi daha birçok manipülasyona uğrayabilmektedirler. Bunun yanı sıra eril dilin de hakim olduğu cerrahide kadınlar argo ve küfür gibi konuşma dillerine de maruz kaldıkları bilinmektedir. Ayrıca kadın cerrahlar kariyer problemlerinin yanı sıra özel hayatlarında hamilelik, annelik, emzirme ve çocuk bakımı gibi biyolojik doğal süreçlerde de önemli sorunlar yaşamaktadırlar.
Surgeons, undoubtedly one of the most basic and important building blocks of the medical institution, are considered among the oldest professional groups. Historically, surgery has been considered together with different business sectors and has reached its current position thanks to the technological and scientific innovations experienced in the 18th century. However, women are often overlooked in the surgical profession, which is traditionally dominated by a male-dominated culture. When looked at sociologically, when surgeon is mentioned, the first image that comes to mind is a big, strong, confident and skillful man. In particular, surgical branches where masculine culture is prevalent are often perceived as a masculine career, and female surgeons face significant professional problems. First of all, it is known that they are exposed to professional gender discrimination and various discriminations in line with sexist approaches. Especially female surgeons who struggle to survive in surgery are exposed to psychological or physical violence, threats and harassment in their careers. In addition, they may be subjected to many manipulations such as insults, ridicule, humiliation, cruel and excessive criticism within the scope of their superior and subordinate relationships. In addition, it is known that in surgery, where masculine language is dominant, women are also exposed to spoken language such as slang and swearing. In addition to career problems, female surgeons also experience significant problems in their private lives in biological natural processes such as pregnancy, motherhood, breastfeeding and child car.
By subscribing to E-Newsletter, you can get the latest news to your e-mail.